top of page
                                   KONU.2.4.Hz.Muhammed İnsanlığa Bir Rahmettir 
Yüce Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed’i  bütün evrene rahmet olarak gönderdiğini bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya 107)
Rahmet: acımak, şefkat göstermek, merhamet etmek, iyilik etmek ve bağışlamak anmalarına gelir. Peygamberimiz görünen ve görünmeyen bütün yaratılmışlar için Allah’ın ihsan ettiği büyük bir lütuftur. Bunun anlamını şöyle açıklayabiliriz:
Peygamberimize gönderilen din, bütün insanlar için hakkı ve doğruyu gösteren bir kılavuzdur. Güneş nasıl biyolojik yaşam için gerekliyse Peygamberimize gönderilen din de insanların hem iç dünyaları için hem de toplumları için o kadar gereklidir. Peygamberimize gönderilen din, tabiat için de rahmettir. Çünkü ölçüyü aşan insan yalnız kendine zarar vermez; hırsları uğruna havayı, suyu zehirler, toprağı çölleştirir. Peygamberimizin gönderilişi hem insanlık için hem de diğer varlıklar için bu nedenle rahmet olmuştur.
Peygamberimiz yaşamı boyunca güçsüzlerin ve korumasız kalmışların koruyucusu olmuştur. Yaşadığı dönemde en çok kadınlar, köleler ve korumasız kalmış öksüz ve yetimler ezilmekteydi. Hz. Muhammed (s) onların durumlarını iyileştirmeye yönelik çeşitli önlemler almıştır.
Kadınlar konusunda Peygamberimiz şöyle demiştir:
“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve onlara haksızlık etme konusunda Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.”
Bir çocuğun ağlaması Peygamberimizi çok etkilerdi. Bir defasında şöyle demişti:
“Ben namazı uzun tutmak isterim, fakat geriden bir çocuğun ağlamasını duyunca, annesine güçlük çıkarmamak için namazı kısa keserim.”
Peygamberimizin çocuklara şefkat ve merhameti çok ünlüdür. Bir defasında küçük bir hizmetçi kızı sokakta ağlarken görmüştü. Yanına yaklaşıp neden ağladığını sordu. Küçük kız:
“Sahibim bana un almam için 2 dirhem vermişti, onu kaybettim” dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz ona iki dirhem hediye etti. Fakat çocuk ağlamaya devam ediyordu. Peygamberimiz neden ağladığını tekrar sordu. Küçük kız:
“Eve geç kaldım, beni dövmelerinden korkuyorum” dedi. Peygamberimiz çocuğu evine kadar götürdü. Kapıda Peygamberimizi gören ev sahipleri hem sevindiler hem de zahmet verdikleri için üzüldüler. Peygamberimize olan sevgilerinden dolayı kız çocuğuna özgürlüğünü bağışladılar.
Peygamberimiz savaşta çocuklara, kadınlara ve din adamlarına dokunulmamasını emreder, kılıcını atıp teslim olan savaşçılara eziyet edilmesini yasaklardı.
Peygamberimizin merhameti yalnızca insanlara yönelik değildi. Hayvanlara eziyet edilmemesini ister, üzerlerine haddinden fazla yük yüklenmesini yasaklardı. Tehlike kaynağı olmadıkça hayvanların öldürülmesini men etmiştir.
                                           http://www.dinibil.com/default.asp?L=TR&mid=1515

Şefkat, rahmet ve merhamet kelimeleri sizlere neler çağrıştırmaktadır?

Hz. Muhammed insanları inanç ve ibadet konusunda aydınlatmıştır

Kültürümüzde yağmura rahmet denilmektedir. Çünkü yağmur hem kurumuş toprağa hem de bitkilere, hayvanlara, insanlara hayat verir. Yağmuru yağdıran da Yüce Allah’tır (c.c.). Bundan yaklaşık bin dört yüz sene önce insanlık karanlıklar içindeydi. İnsanlar Yüce Allah’ı bırakmış putlara tapıyordu. Haksızlık, adaletsizlik, ayrımcılık neredeyse sıradan hâle gelmişti. Allah’a imanla aydınlanması gereken kalpler iyice kararmıştı. İşte böyle karanlıklar içerisindeki bir ortama Yüce Allah (c.c.), Hz. Muhammed’i (s.a.v.) peygamber olarak gönderdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) tıpkı yağan yağmurun kuru toprağı canlandırması gibi kararmış kalpleri aydınlattı, gönüllere iman ışığıyla hayat verdi. Şayet o olmasaydı insanlık cehalet karanlığında kalacak, hayatın anlamını kavrayamayacaktı. Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların, kendisini, çevresini, varlıklar âlemini ve evrenin yaratıcısı olan Yüce Allah’ı doğru anlamasını sağladı. Onları karanlıklardan çıkarıp aydınlığa ve iman nuruna ulaştırdı. İşte bütün bu gibi nedenlerle de o, insanlık için bir rahmettir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, “(Resulüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (2) buyrularak bu gerçek açıkça ifade edilmiştir. Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: “Ben lanet edici olarak değil, yalnızca rahmet olarak gönderildim.” (3)

 1. Ğâşiye suresi, 21-22. ayetler.                                          2. Enbiyâ suresi, 107. ayet.                                                     3. Müslim, Birr, 87.

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir rahmet peygamberidir. O, peygamberlik hayatı boyunca pek çok sıkıntı ve zorluğa katlanmış, baskı ve eziyetlere maruz kalmıştır. Bir keresinde İslam’ı anlatmak için Taif’e gitmiş fakat Taifliler onu dinlememişler, taşlayarak şehirlerinden kovmuşlardır. Atılan taşlar vücudunun birçok yerini yaralamış, elbiseleri kan içinde kalmıştır. Ancak Hz. Muhammed beddua değil, Taiflilerin Müslüman olması için Allah’a dua etmiştir. Aynı şekilde o, kendisini ve diğer Müslümanları, doğup büyüdükleri şehir olan Mekke’yi terk etmek zorunda bırakan kişilere de hiçbir zaman beddua okumamıştır. Sadece onların hidayete erip doğru yolu bulmaları için Allah’a dua etmiştir. Bütün bunlar, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) rahmet ve merhamet peygamberi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Yüce Allah da “And olsun ki Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, kötülüklerden arındıran, kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.” (1) buyurarak bu gerçeğe işaret etmektedir

HZ.MUHAMMED

         (S.A.V)

Affedicidir

Hoşgörülüdür

Şevkatlidir

Merhametlidir

Yukarıdaki şema üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz. Bu şemayı siz hazırlasanız başka neler eklemek isterdiniz? Niçin? Düşüncelerinizi ifade ediniz

bottom of page