top of page
                        KONU:2.3.Hz. Muhammed İnsanlık İçin Bir Uyarıcıdır
Peygamberimizin görevlerinden biri de aymazlık içinde bulunan insanları uyarmak, onlara hakkı ve
doğruyu hatırlatmaktır. Peygamberimize bu görev ilk görev olarak :
“Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar.” ( Müddessir 1-2) ayetiyle verilmişti. Bir başka ayette Allah, Peygamberimize şöyle seslenir:
“Ey Peygamber, biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdi.” (Ahzab, 45.)
Hz. Muhammed (s) Allah’ın dinine uymaları konusunda insanları uyarmış, daha önce aymazlık içinde haksızlık ve kötülük yapan toplumların nasıl felaketlerle karşılaştıklarını hatırlamış, kendi sonlarının da aynı şekilde olmaması için hakka uymaları gerektiğini bildirmiştir.
İnsanlar, cehalet içinde atalarından babalarından öğrendikleri inançları sürdürebilmektedir. Böylece yanlış inançlar, insanın doğasına ters olan uygulamalar kuşaklar boyu devam edebilmektedir. Allah, Peygamberimizi bu durumda olan insanları uyarmakla görevlendirmiş, onlara gerçek inançları tebliğ ederek yanlışlardan yüz çevirmelerini istemiştir.
Bazı insanlar da doğruları bildikleri halde ya kendilerine söz geçiremedikleri için ya da arzularına uymak hoşlarına gittiği için kasten yanlış işler yapabilmektedir. Peygamberimiz bu insanları, arzularına uymamaları konusunda uyarmış, insan nefsinin çoğunlukla zararlı ve kötü şeyleri yapmaktan zevk duyduğunu, ama daha sonra yapılan kötülükler sonucunda hem kendilerinin hem de çevresindekilerin zarar gördüğünü bildirmiştir.
İster cehalet içinde olsun, isterse kasten olsun, kötülük yapanlar, bunun karşılığını hem bu dünyada hem de ahirette feci bir şekilde göreceklerdir. Allah inatçı inkarcılar ve bilerek günahlara dalanlar için azap dolu cehennemi hazırlamıştır. İnançsız günahkarlar orada sonsuza kadar kalır; rahat yüzü görmez, sürekli azap içinde olurlar. Allah hiçbir insana azap etmez; fakat insanlar yaptıkları kötülükler nedeniyle kendi kendilerine azap ve eziyet ederler. İşte Peygamberimiz cehalet ve şımarıklık içinde Allah’a ve onun dinine baş kaldıran kimseleri bu azapla uyarmıştır.
Hz. Muhammed (sav), Allah'ın "Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur..." (Şura Suresi, 15) ayetiyle de bildirdiği gibi insanları uyarmakla görevlendirdiği son peygamberidir. Peygamberimiz, tüm diğer elçiler gibi insanları doğru yola, Allah'a iman etmeye, ahiret için yaşamaya ve güzel ahlaka çağırmıştır. 
Kuran'da Peygamberimiz'e, kendisinin insanları uyarmakla görevli olduğunu belirtmesi şöyle emredilmiştir:
De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf Suresi, 108)
Peygamber Efendimiz insanları uyarmak için elinden geleni en fazlasıyla yapmış, mümkün olan en fazla sayıda insanı uyarmak için çaba göstermiştir. Bir ayette şöyle bildirilir:
De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahittir. Sizi uyarmam için bana Kuran vahyedildi.                (Enam Suresi, 19)
Peygamberimiz (sav) Kuran'ı tebliğ ederken, müşriklerin atalarından kendilerine miras kalan sapkın dinlerini tamamen değiştirmiş ve bu nedenle onların baskı ve karşı koymaları ile karşılaşmıştır. Ancak o Allah'ın emrine uyarak, onların baskı ve alaylarına hiçbir zaman aldırış etmemiştir. Allah, Peygamberimiz'e ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
Öyleyse sana emredilenleri açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz. 
                                 http://www.dinibil.com/default.asp?L=TR&mid=1514

Hz. Muhammed insanları inanç ve ibadet konusunda aydınlatmıştır.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik görevi yaklaşık yirmi üç yıl sürmüştür. O, peygamberlik hayatının her anında insanlarla iç içe olmuş, Kur’an ayetlerini, dinimizin emir ve yasaklarını açıklamıştır. Cami ve mescitlerde, toplantı ve sohbetlerde Müslümanları, dinî ilkelerin neler olduğu ve bu ilkelere uymanın önemi konusunda aydınlatmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) her fırsatta insanlara doğru yolu göstermiş, dünya hayatının geçiciliği, kötülüklerden uzak durmanın önemi vb. birçok konuda da insanları uyarmıştır. Çünkü peygamber olarak Hz. Muhammed’in başlıca sorumluluklarından biri de insanları uyarmaktır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) insanlara öğüt vermek ve onları uyarmak amacıyla gönderildiğini vurgulayan birçok ayet bulunur. Bunlardan birinde, “Doğrusu biz seni hak (Kur’an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik...” (1) buyrulur. Aynı konuyla ilgili olarak Ahzâb suresinde ise şu ifadeler yer alır: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (2) Böylece Hz. Peygamberin hem bir davetçi ve elçi hem de bir uyarıcı olduğuna dikkat çekilir. Kur’an-ı Kerim’de açıkça bildirildiğine göre Yüce Allah her millet için mutlaka bir uyarıcı, bir peygamber göndermiştir.(3) Hz. Muhammed (s.a.v.) de bu peygamberlerden biridir. O hayatının her aşamasında günah, zulüm, kötü alışkanlıklar, haksızlık, şirk, yalan, hile, yalancı şahitlik, dedikodu, kibir, bencillik vb. kötülüklerden uzak durmaları konusunda insanları uyarmıştır. Sadece Allah’a inanıp ibadet etmek gerektiğini vurgulamıştır. Dünya hayatını anlamlı bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğini belirtmiştir. Bu dünyada yaptıklarımızdan ahirette mutlaka hesaba çekileceğimiz konusunda da bizlere uyarılarda bulunmuştur. Bu konuyla ilgili olarak Zilzâl suresinde şöyle buyrulmuştur: “O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” (4) Hz. Muhammed (s.a.v.) hac sırasında yaptığı ve Veda Hutbesi olarak adlandırılan konuşmada da insanlara birçok uyarıda bulunmuştur. Başkalarının canına, malına zarar vermeme, şirk ve zulümden uzak durma, dünya hayatında yapılanların karşılığı olduğu, Allah’ın emirlerine bağlı kalmanın önemi vb. konularda hem kendisini dinleyenleri hem de bizleri açıkça uyarmıştır. Örneğin o, bu hutbenin bir bölümünde şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde aşırılıkları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, davranışları benden öğrenin. Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğini bilmiyorum. Bu öğütlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak daha iyi muhafaza edebilirler, nice kimseler uygulayarak daha mutlu olabilirler.” (5)

“Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”                                                                                                                                                                    (Sebe suresi, 28. ayet.) Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj nedir?


1. 2.Ahzâb suresi, 45-46. ayetler.                                                                                                                                          3. Fâtır suresi, 24-25. ayetler.                                                                                                                                        4. Zilzâl suresi, 6, 7 ve 8. ayetler.                                                                                                                                    5. Ebu Davud, Menasik, 67; Îbni Mâce, Menâsik, 63

Sonuç olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) bizler için hem iyi bir örnek hem de bir uyarıcıdır. O hâlde bizler de hayatımızın her anında Peygamberimizin uyarılarını dikkate alalım. Kutsal kitabımız Kur’an’ı ve Peygamberimizin hadislerini okumaya, anlamaya önem verelim. Hem dünya hem de ahiret mutluluğumuz için çalışmayı ilke edinelim. Hz. Muhammed (s.a.v.), insanlara İslam’ı anlatırken, onlara dinî ve ahlaki konularda uyarılarda bulunurken, öğütler verirken daima hoşgörülü olmuştur. O, bu konularda hiçbir zaman kimseye baskı yapmamış, zorlamada bulunmamıştır. Peygamberimiz bu konuda Kur’an’ın, “Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.” (1) şeklindeki uyarısını her zaman dikkate almıştır. Tatlı dilli, güler yüzlü ve yumuşak huylu olmayı ilke edinmiştir.

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) bizlere hangi konularda uyarılarda bulunmuştur? Arkadaşlarınızla konuşunuz.

ETKİNLİK

bottom of page